the act of consuming food teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- feeding
- besleme
Köpeğimi ne kadar beslemeliyim?
-How much should I be feeding my dog?
Köpeğimi dondurma ile beslememde bir sorun olur mu?
-Is there any problem with feeding my dog ice cream?
- eating
- {f} ye
- eating
- {i} yemek
Tatlı bir şey yemek istiyorum.
-I feel like eating something sweet.
Gerçek yemek yeme yerine, sadece tüm gün abur cubur yedik.
-Instead of eating real food, we just ate junk food all day.
- feeding
- {f} besle
Köpeğini fıstık ezmesi ile beslemeyi hiç düşündün mü?
-Have you ever tried feeding your dog peanut butter?
Köpeğimi dondurma ile beslememde bir sorun olur mu?
-Is there any problem with feeding my dog ice cream?
- eating
- yiyerek
Tom hapishane tarafından temin edilen düşük kaliteli yiyecek yiyerek besleniyordu.
-Tom was fed up with eating the low quality food provided by the prison.
Meksika yemekleri yiyerek yetiştirildim.
-I was raised eating Mexican food.
- feeding
- (Elektrik, Elektronik) Değişik noktalardan (genellikle iyonosfer) gelen radyo dalgalarının fazlarının,herhangi bir noktada birbirini destekleyecek ya da zayıflatacak yönde bulunmaları sonucunda alınan sinyal kuvvetindeki artma ya da azalma
- feeding
- besleyerek
- the act of
- eyleminin
- eating
- {i} yenilmeye uygun
- eating
- {i} yemelik
- eating
- {i} yıpratıcı
- feeding
- {i} bakma
- feeding
- {i} geçindirme
- feeding
- {i} doyurma
- feeding
- (Tıp) Gıda, yemek, besin