tereddüt et

listen to the pronunciation of tereddüt et
Türkçe - İngilizce
hung back
{f} vacillating
hesitate

He did not hesitate in taking his share of the money. - O, paranın kendi payına düşenini almakta tereddüt etmedi

Since it was raining, Nancy hesitated to go out. - Yağmur yağdığı için, Nancy dışarı çıkmaya tereddüt etti.

hang back
{f} vacillate
hesitating
scruple