tavuk%C3%A7uluk

listen to the pronunciation of tavuk%C3%A7uluk
Türkçe - Türkçe

tavuk%C3%A7uluk teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

tavuk
(Hayvan Bilim, Zooloji) Tavuk (Gallus gallus domesticus), sülüngiller (Phasianidae) familyasından evcilleştirilebilir bir kuş türüdür ve genelde çiftliklerde yetiştirilir. Hindistan'da Asya'nin güneydoğusundaki kırmızı Hint kuşundan geldiğine inanılır
tavuk
Tavuktan yapılan yemek
tavuk
Zoolojide, Gallus olarak tanımlanan, sülüngillerden, eti ve yumurtası için üretilen kümes hayvanı
tavuk
Sülüngillerden, eti ve yumurtası için üretilen kümes hayvanı (Gallus)
tavuk balığı
Mezgit
tavuk biti
Kümes hayvanlarında bulunan ve kümesleri saran bir bit türü
tavuk budu
Tavuğun en çok sevilen eti olan but kısmı
tavuk eti
Beyaz ve yumuşak olan tavuk eti
tavuk köftesi
Haşlanıp ince kıyılmış tavuk etine ekmek içi, et, soğan, maydanoz, yumurta ve baharat eklenmesinden sonra yoğrulup, galeta ununa bulanarak yağda kızartılmasıyla yapılan bir köfte türü
tavuk kümesi
Tavukların korunması ve bakımı için yapılmış özel kümes
tavuk sarması
Haşlanmış havuç, kabak ve tavuk göğsüyle hazırlanan, üzerine salça ve yoğurtlu sos dökülerek servisi yapılan bir yemek
tavuk suyu
Tavuğun içinde haşlandığı, çorba vb. için yararlanılan su
tavuk yahni
Domates, patates, soğan karışımına tavuğun katılması ve kısık ateşte pişirilmesiyle yapılan bir yemek türü
seme tavuk
Ahmaklığı anlatmak için kullanılan bir söz
tepeli tavuk
Tepeli tavukgillerden, Güney Amerika'da yaşayan, ağaçlara tırmanan bir kuş türü (Opisthocomus hoazin)
Türkçe - İngilizce

tavuk%C3%A7uluk teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

tavuk
chicken

I like Beypilic chicken. - Beypiliç'in tavuk etini seviyorum.

We had some chicken soup. - Biz biraz tavuk çorbası yedik.

tavuk
hen

The hen has laid an egg. - Tavuk bir yumurta yumurtladı.

My hens laid fewer eggs last year. - Benim tavuklar geçen yıl daha az yumurtladı.

tavuk kızartma
fried chicken
tavuk
han
tavuk
(Hayvan Bilim, Zooloji) gallus
tavuk
(Argo) chook

Tom let his chooks out so they could roam free in the garden. - Tom, bahçede serbestçe dolaşabilsinler diye tavuklarını dışarı salıverdi.

tavuk alyuvarları
(Tıp) chicken erythrocytes
tavuk dolması
(Gıda) stuffed chicken
tavuk döner
(Gıda) chicken doner
tavuk eti
fowl
tavuk göğsü
(Gıda) white pudding
tavuk jambon
(Gıda) chicken ham
tavuk kanat
(Gıda) chicken wings
tavuk karası
(Tıp) night-blindness
tavuk karası
(Tıp) nyctalopia
tavuk karası
retinitis pigmentosa
tavuk karası
(Tıp) night blindness
tavuk kızartması
(Gıda) roast chicken
tavuk sakatatı
(Gıda) giblets
tavuk salatası
(Gıda) chicken salad
tavuk sote
(Gıda) chicken saute
tavuk suyu çorbası
(Gıda) chicken broth soup
tavuk ya da kuş butu
(Gıda) drumstick
tavuk yumurtası
chicken egg
tavuk şiş
(Gıda) chicken shish
tavuk
(Hayvan Bilim, Zooloji) Gallus gallus domesticus
tavuk ayağı
chicken feet
tavuk budu
chicken leg
tavuk gögsü salam
salami made of chicken breast meat
tavuk köftesi
Chicken patties
tavuk kümesi
chicken coop
tavuk çiftliği
Poultry yard, poultry farm
tavuk
hen, (female) chicken
tavuk
(Tabiat Doğa) (kuş) hen
tavuk avlusu
(Tarım) poultry yard
tavuk bacağı
chicken leg
tavuk böreği
chicken pie
tavuk difterisi
roup
tavuk endüstrisi
(Ticaret) chicken industry
tavuk eti
chicken
tavuk gibi erken yatmak
to go to bed with the chickens, go to bed very early
tavuk götü tövbe tutmaz
(Atasözü), vulg. A weak-willed person may vow not to do something, but he won't keep to his vow for long
tavuk göğsü
chicken breast
tavuk göğsü
chicken breast pudding
tavuk kafesi
hen coop
tavuk kafesleri dizisi
battery
tavuk kanadı
(Gıda) chicken wing
tavuk kanadı
chicken wings
tavuk kaza bakmış da kıçını yırtmış
(Konuşma Dili) Trying to keep up with the Joneses when you're not as rich as the Joneses will only land you in trouble
tavuk klubesi
fowl house
tavuk kolerası
(Veteriner) fowl cholera
tavuk kuşbaşı
(Gıda) chicken cubes
tavuk körbağırsak solucanı
cecal worm
tavuk kümesi
hencoop
tavuk kümesi chicken coop;
(small) chicken house or henhouse
tavuk kıyması
ground chicken
tavuk kızartma
roast chicken
tavuk pençesi
floppers
tavuk pişirme
stewing chicken
tavuk suyu
chicken broth
tavuk tüneği
henroost
tavuk vücut biti
shaft louse
tavuk yemi
chicken feed
tavuk yemi
feed stuff
tavuk yetiştiricisi
poultryman
tavuk çiftliği
poultry yard
tavuk çorbası
chicken soup

Is it true that chicken soup will cure a cold? - Tavuk çorbasının soğuk algınlığını tedavi edeceği doğru mu?

I would like chicken soup. - Tavuk çorbasını severim.

(tavuk) gıdaklamak
cackle
kara tavuk
blackbird
Aç tavuk arpa sandığını sayıklar
(Atasözü) A hopeful wish comes through in a dream
Bugünkü tavuk yarınki kazdan iyidir
(Atasözü) A bird in hand is worth two in the bush
kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez
(Atasözü) Throw out a sprat to catch a mackerel
soslu tavuk
sauce
Benekli kırmızı tavuk
Sussex
aftospiyos iki tavuk bir horoz
Hocus-pocus!
altın yumurtlayan tavuk
1. person with a generous income. 2. tourist with money to spend
anaç tavuk
hatcher
bir tür tavuk
orpington
bodur tavuk
bantam
cork tavuk
clucking hen
gurklayarak (tavuk)
chucklingly
güdük tavuk
1. a hen without tail feathers. 2. (Konuşma Dili) poor insignificant fellow
hatır için çiğ tavuk
(da) yenir. (Atasözü) A person will do difficult or unpleasant things in order to please others
hemen kesilip kızartılan tavuk
spatchcock
kaz gelecek yerden tavuk esirgememek
throw a sprat to catch a whale
kaz gelecek yerden tavuk esirgememek
throw a sprat to catch a mackarel
kaz gelen yerden tavuk esirgenmez
(Atasözü) You don't hesitate to cater to the small demands of someone who can be very useful to you
kuluçka tavuk
clucking hen
kuluçkaya yatan tavuk
hatcher
kuluçkaya yatmış tavuk
sitter
paçalı tavuk
sultan
sebzeli tavuk haşlaması
(Gıda) stewed chicken with vegetables
seme tavuk
slow-witted person, dodo
yarım kilo tavuk göğsü rica ediyorum
I'd like a pound of chicken breasts
yarınki kazdan bugünkü tavuk/yumurta yeğdir
(Atasözü) A bird in the hand is worth two in the bush
çakşırlı tavuk
bantam
tavuk%C3%A7uluk