These books have defined and shaped our culture.
 - Bu kitaplar kültürümüzü tanımlamış ve şekillendirmiştir.
Schopenhauer defined architecture as frozen music.
 - Schopenhauer mimariyi donmuş müzik olarak tanımladı.
Can you identify the man using this picture?
 - Bu fotoğrafı kullanan adamı tanımlayabilir misin?
Some people identify success with having much money.
 - Bazı insanlar başarıyı çok para kazanma olarak tanımlarlar.
She identified him as the murderer.
 - Onu bir katil olarak tanımladı.
The author of the phrase prefers not to be identified.
 - Bu yazının yazarı tanımlanmayı tercih etmiyor.
The Astronomical Unit (AU) is defined as the average distance between the Earth and the Sun. It is approximately 150 million km (93 million miles).
 - Astronomik Birim Dünya ve Güneş arasındaki ortalama mesafe olarak tanımlanır.Bu yaklaşık 150 milyon kilometredir.
There is a second way to define the Gabriel-Roiter measure which may be more intuitive.
 - Gabriel Roiter ölçüsünü tanımlamak için daha sezgisel olabilen ikinci bir yol vardır.
Curiosity is a defining trait of human beings.
 - Merak insanoğlunun tanımlayıcı bir özelliğidir.
Tom described his new invention to both John and Mary.
 - Tom yeni icadını hem John'a hem de Mary'ye tanımladı.
She described him as handsome.
 - O, onu yakışıklı olarak tanımladı.