tabağın

listen to the pronunciation of tabağın
Türkçe - İngilizce

tabağın teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

tabak
{i} dish

Michael broke the dishes. - Michael tabakları kırdı.

She breaks a dish every time she washes dishes. - O her bulaşık yıkamada bir tabak kırar.

tabak
plate

Susan eats like a bird and leaves most of the food on her plate. - Susan bir kuş kadar yer ve yemeğinin çoğunu tabakta bırakır.

The only thing on the table that I normally wouldn't eat is that stuff on the yellow plate. - Normal olarak yemediğim masadaki tek şey sarı tabaktaki şeydir.

tabak
dishes

Tom usually lets dirty dishes pile up for a week, then he washes them. - Tom genellikle kirli tabakları bir hafta kadar biriktirir, sonra onları yıkar.

Glasses and dishes were broken. - Bardaklar ve tabaklar kırıldı.

tabak
self-defense
tabak
(Gıda) tray

Do you want to use a platter or a tray? - Tabak mı yoksa tepsi mi kullanmak istiyorsun?

tabak
tanner
tabak
course

The second course has chickpeas, chicken, meat, sausage and potato. - İkinci tabakta nohut, tavuk, et, sosis ve patates var.

tabak
tanners
tabak
serving
tabak
tanner sepici
tabak
tanner (of animal hides)
İngilizce - İngilizce

tabağın teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

Tabak
{i} family name
Türkçe - Türkçe

tabağın teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

TABAK
(Osmanlı Dönemi) Kabile
TABAK
(Osmanlı Dönemi) Hâl
TABAK
(Osmanlı Dönemi) (C.: Etbâk) Örtü
TABAK
(Osmanlı Dönemi) Cemaat, topluluk
tabak
Tabaklama işini yapan, sepici, debbağ
tabak
Yiyecek koymaya yarar, az derin ve yayvan kap
tabak
Herhangi bir tabağın alacağı miktarda olan
tabak
Yiyecek koymaya yarar, az derin ve yayvan kap: "Kadın masaya tabak, kaşık koyuyor."- A. Gündüz