Tom is a mountain climber.
- Tom bir dağ tırmanıcısı.
The climbers perished after falling into a crevasse.
- Tırmanıcılar çatlak içine düştükten sonra yok oldu.
He's accustomed to mountain climbing.
- O, dağ tırmanıcılığına alışkındır.
He's used to mountain climbing.
- O, dağ tırmanıcılığına alışkındır.
Children like climbing trees.
- Çocuklar ağaçlara tırmanmayı severler.
Those shoes won't do for climbing.
- Şu ayakkabılar tırmanma için işe yaramaz.
I scaled Mt. Fuji three times.
- Ben Fuji dağına üç kez tırmandım.
A bear can climb a tree.
- Bir ayı ağaca tırmanabilir.
Prices continue to climb.
- Fiyatlar tırmanmaya devam ediyor.