someone who is fast asleep or sound asleep is sleeping deeply

listen to the pronunciation of someone who is fast asleep or sound asleep is sleeping deeply
İngilizce - Türkçe

someone who is fast asleep or sound asleep is sleeping deeply teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

asleep
uykuya

Masamda çalışırken uykuya daldım. - I fell asleep while studying at my desk.

Dün gece yatakta kitap okurken, ışık açıkken uykuya dalmışım. - While I was reading in bed last night, I fell asleep with the light on.

asleep
{s} uykuda: The guards were asleep. Bekçiler uykudaydı
asleep
{s} tembel
asleep
uyuşmuş/uykuda
asleep
uykuda olan
asleep
Ayağım uyuşmuş
asleep
uyurken

Uyurken cüzdanımı çaldırdım. - I had my wallet stolen while I was asleep.

O uyurken içeri bir hırsız girdi. - A burglar broke in while he was asleep.

asleep
duygusuz
asleep
uykuda

Yangın patlak verdiğinde, o derin uykudaydı. - When the fire broke out, he was dead asleep.

İnsanlar yaşarken uykudadır, öldüklerinde uyanırlar. - Humans are asleep when they live, they wake up when they die.

asleep
hissiz
asleep
{s} uyuşuk
asleep
{s} uyuşmuş

Onun ayakları uyuşmuştu. - His feet were asleep.

Onun sağ ayağı uyuşmuştu. - His right leg was asleep.

asleep
uyumakta

Tom uyumaktan kendini alamadı. - Tom couldn't help falling asleep.

asleep
{s} uyuyan

Tom uyuyana kadar beklemem gerekti. - I had to wait until Tom was asleep.

Mary çocuğu uyuyana kadar bekliyordu. - Mary had been waiting till her child fell asleep.

İngilizce - İngilizce
asleep
someone who is fast asleep or sound asleep is sleeping deeply

    Heceleme

    some·one who I·s fast a·sleep or sound a·sleep I·s sleep·ing deep·ly

    Türkçe nasıl söylenir

    sʌmwʌn hu îz fäst ıslip ır saund ıslip îz slipîng dipli

    Telaffuz

    /ˈsəmˌwən ˈho͞o əz ˈfast əˈslēp ər ˈsound əˈslēp əz ˈslēpəɴɢ ˈdēplē/ /ˈsʌmˌwʌn ˈhuː ɪz ˈfæst əˈsliːp ɜr ˈsaʊnd əˈsliːp ɪz ˈsliːpɪŋ ˈdiːpliː/