İşitebilmek için önde oturdu.
 - He sat in the front so as to be able to hear.
Biz yoğun trafikten kaçınmak amacıyla, Noel için evde kaldık.
 - We stayed home for Christmas, so as to avoid heavy traffic.
Ağır şekilde sakinleşmiştim.
 - I was heavily sedated.
Benim karaciğerim ağır biçimde hasar görmüştür.
 - My liver is heavily damaged.
Bill babasının çokça sigara içmesinden nefret ediyor.
 - Bill hates his father smoking heavily.
Yola koyulamadılar çünkü çok kar yağdı.
 - They could not set out because it snowed heavily.
Şirketimizin geleceği tehlikede. Son birkaç yıldır aşırı derecede borçluyuz.
 - The future of our company is at stake. We have been heavily in the red for the last couple of years.
Bill, babasının aşırı derecede sigara içmesinden nefret ediyor.
 - Bill hates that his father smokes heavily.
Bina yangında ağır şekilde hasar gördü.
 - The building was heavily damaged by fire.
Ağır şekilde sakinleşmiştim.
 - I was heavily sedated.
Ne kadar şiddetle kar yağarsa yağsın gitmek zorundayım.
 - No matter how heavily it snows, I have to leave.
Şiddetle yağmur yağdığı için okula geç kaldık.
 - We were late for school because it rained heavily.
his heavily muscled arms.