selam!

listen to the pronunciation of selam!
Türkçe - İngilizce
heil
chin-chin
greeting

Greetings from Cornwall! - Cornwall'dan selamlar!

We exchanged greetings. - Birbirimizi selamladık.

hi!

And if you see Tom, say hello to him for me. - Ve Tom'u görürsen, Ona benim için selam söyle.

In case you see him, please say hello to him for me. - Onu görürsen, lütfen benim için ona selam söyle.

hello

And if you see Tom, say hello to him for me. - Ve Tom'u görürsen, Ona benim için selam söyle.

Please say hello to her. - Lütfen ona selam söyle.

salaam
(Konuşma Dili) Hello!/Hi!
regard

Give my regards to him. - Ona selamlarımı gönder.

In case you see him, give him my regards. - Onu görürsen, ona selamlarımı ilet.

(Muzik) ave maria
chin chin
remember
regards

Please send my regards to your wife. - Lütfen, eşinize selamlarımı iletin.

Give my regards to him. - Ona selamlarımı gönder.

salute

I don't salute their flag. - Ben onların bayraklarını selamlamıyorum.

I don't salute your flag. - Bayrağınızı selamlamam.

salutation
salut

I'm not saluting your flag. - Bayrağınızı selamlamıyorum.

I don't salute your flag. - Bayrağınızı selamlamam.

ave
felicitate
hallo
(Konuşma Dili) howdy
hi
saluted
hi there
greeting, salutation, salute; hi!
(Askeriye) salute
greeting, salutation, hello
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) Allah'ın (C.C.) rızasına erişmek için mü'minlerin birbirlerine yaptığı dua. Mü'minler birbirleriyle karşılaştıklarında büyük küçüğe; yürüyen durana; azlık çokluğa; hayvan veya vasıta üzerinde olan yerde yürüyene; yüksekteki aşağıdakine "Selâmün aleyküm" der. Selâmı alan "Ve Aleykümüsselâm ve Rahmetullâhi ve Berekâtühu" diyerek cevap verir. Evvelâ selâm veren daha çok sevap kazanır. Selâm vermek sünnet, almak
(Osmanlı Dönemi) Ayıplardan, âfetten sâlim oluş. Selâmet, emniyet. Sulh. Asâyiş. Bütün korktuklarından emin olma
Bir kimseyle karşılaşıldığında, birinin yanına gidildiğinde veya yanından uzaklaşıldığında kendisine sözle veya işaretle bir nezaket gösterisi yapma, esenleme
Esenlik dilemek