Tom işçiyi çalmakla suçladı.
 - Tom accused the employee of stealing.
Tom, Mary'yi biraz para çalmakla suçladı.
 - Tom accused Mary of stealing some money.
Hırsızlık yapacağıma açlıktan ölürüm.
 - I would rather starve to death than steal.
Hırsızlık yapan kişi cezalandırılmayı hak eder.
 - A person who steals deserves punishment.
O, benim paramı çalmaz, ona güvenim var.
 - He will not steal my money; I have faith in him.
Kasadan parayı çaldığı için çocuğu bağışladım.
 - I forgave the boy for stealing the money from the safe.
Bu gerçek bir kelepir.
 - This is a real steal.