Bana o kravatı gösterir misin?
- Could you show me that necktie?
Her zaman parlak renkli kravat takıyorsun.
- You are always wearing a loud necktie.
Ben çok iyi bir fiyonk bağlayamam.
- I can't tie a very good knot.
Sözleşme imzaladığımız için kararımıza bağlıydık.
- We were tied to our decision because we signed the contract.
O her gün papyon takıyor.
- He wears a bow tie every day.
Tom ceketini çıkardı ve papyonunu çözdü.
- Tom took off his jacket and untied his bow tie.