Her şeyde güzellik vardır, ama herkes görmez. Hayatın güzelliklerini yakaladığınız bir gün olsun.
- In allem steckt Schönheit, jedoch können es nicht alle sehen. Möge es ein Tag werden, an dem ihr die Schönheiten des Lebens entdeckt.
Bayan Smith ünlü bir güzel kadındı.
- Mrs. Smith was a famous beauty.
Manzaranın güzelliği kelimelerle anlatılamaz.
- The beauty of the scenery is beyond description.
Japonya manzara güzelliğiyle ünlüdür.
- Japan is famous for her scenic beauty.
O araba gerçek bir güzelliktir.
- That car is a real beauty.
Danny'n güzellik duygusu yoktur.
- Danny has no sense of beauty.