sayfan

listen to the pronunciation of sayfan
Türkçe - İngilizce

sayfan teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

sayfa
page

Someone has ripped out the first three pages of this book. - Biri bu kitabın ilk üç sayfasını yırtmış.

I know every word on this page. - Bu sayfadaki her sözcüğü biliyorum.

sayfa
leaf

Take a leaf out of his book. - Onun kitabından bir sayfa al.

My son doesn't talk back these days; he must have turned over a new leaf. - Oğlum bugünlerde karşılık vermiyor, o yeni bir sayfa açmış olmalı.

sayfa
page (of a book, newspaper, letter, etc.)
sayfa
sheet

Take a sheet of paper and write! - Bir sayfa kağıt alın ve yazın!

The sheets were soaked with sweat. - Sayfalar terle doldu.

sayfa
(Bilgisayar) pages

Almost all implementations of virtual memory divide the virtual address space of an application program into pages; a page is a block of contiguous virtual memory addresses. - Hemen hemen tüm sanal bellek uygulamaları bir uygulama programının sanal adres alanını sayfalara böler; bir sayfa bitişik sanal bellek adreslerinden oluşan bir bloktur.

This machine can print sixty pages a minute. - Bu makine dakikada 60 sayfa basabilir.

sayfa
(Bilgisayar) page size
sayfa
(Bilgisayar) folio
sayfa
(Bilgisayar) in page
sayfa
(Bilgisayar) tall
sayfa
paginal
sayfa
subject, topic (of conversation)
Türkçe - Türkçe
Genellikle evden uzak arazilerde geçici barınak olarak yapılan derme çatma yapı
Sayfa
sahife
sayfa
Üzerine yazı yazılan veya basılan bir kâğıt yaprağın iki yüzünden her biri, sahife
sayfa
Konu
sayfa
Gazete, dergi gibi yayınlarda özel bir alan için ayrılmış bölüm
sayfa
(Osmanlı Dönemi) sahîfe