It doesn't matter what he said.
 - Söylediği şeyin hiçbir önemi yok.
You didn't do a very good job, I said.
 - Çok iyi bir iş yapmadığını söyledim.
He told me that his father was dead.
 - O bana babasının öldüğünü söyledi.
My father told me not to read a book in my bed.
 - Babam yatakta kitap okumamamı söyledi.
I've got nothing to say to him.
 - Ona söyleyecek hiçbir şeyim yok.
Say it in another way.
 - Onu başka bir şekilde söyle.
This is confidential, I can only tell him personally.
 - Bu gizli, sadece ona kişisel olarak söyleyebilirim.
Tom said I looked confident.
 - Tom kendimden emin göründüğümü söyledi.
Please tell me where you will live.
 - Lütfen bana nerede yaşayacağını söyle.
Tell me which of the two cameras is the better one.
 - İki kameradan hangisinin daha iyi olduğunu bana söyle.
What you are saying does not make sense.
 - Söylediğinin anlamı yok.
He received a telegram saying that his mother had died.
 - O, annesinin öldüğünü söyleyen bir telgraf aldı.
If you don't have anything nice to say, keep your mouth shut.
 - Söyleyecek güzel bir şeyin yoksa ağzını kapalı tut.
Tom kept his mouth shut and didn't tell anyone what had happened.
 - Tom ağzını kapalı tuttu ve ne olduğunu kimseye söylemedi.