Турецкий язык - Английский Язык
Определение zincirlenmiş в Турецкий язык Английский Язык словарь
- chained
Keep your dog chained up to the tree.
-Köpeğinizi ağaca zincirlenmiş tutun.
- fettered
- zincirle
- catenate
- zincirle
- {f} shackle
Sami shackled Layla with a chain.
-Sami, Leyla'ya zincirle bağladı.
Let's shackle your feet with silver fetters.
-Gümüş prangalarla ayaklarını zincirleyelim.
- zincirle
- {f} shackled
Sami shackled Layla with a chain.
-Sami, Leyla'ya zincirle bağladı.
- zincirle
- {f} chaining
- zincirle
- concatenate
- zincirle
- {f} chain
The prisoner is in chains.
-Tutsak zincirle bağlıydı.
The dog should be on a chain.
-Köpek zincirlenmelidir.
- zincirle
- chained
I was chained to the desk all day.
-Bütün gün masaya zincirlendim.
I chained myself to one of the trees they were planning to cut down.
-Kendimi kesmeyi planladıkları ağaçlardan birine zincirledim.
- zincirle
- enchain
Связанные Термины
zincirlenmiş
Расстановка переносов
zin·cir·len·mişResimler
История
Избранное