She is busy preparing for the trip.
- O yolculuk için hazırlanmakla meşgul.
A trip to America is out of the question.
- Amerika'ya bir yolculuk söz konusu değil.
The day will soon come when we will conquer space and travel to the moon.
- Uzayı işgâl edeceğimiz ve Ay'a yolculuk yapacağımız gün yakında gelecek.
Time travel is possible.
- Zamanda yolculuk mümkündür.
I wish you a pleasant voyage.
- Sana hoş bir yolculuk diliyorum.
The long voyage was a trial for us.
- Uzun yolculuk bizim için çok zahmetli geçti.
Travelling is easy these days.
- Yolculuk etmek bugünlerde kolaydır.
I'm travelling alone.
- Yalnız yolculuk ediyorum.
I made a long journey last year.
- Geçen yıl uzun bir yolculuk yaptım.
The journey has just begun.
- Yolculuk henüz başladı.
Congratulations! You just won a free cruise to the Bahamas!
- Tebrik ederiz! Bahamalar'a ücretsiz yolculuk kazandınız!
I want to travel with you.
- Seninle yolculuk etmek istiyorum.
Do you like to travel by yourself?
- Tek başına yolculuk etmekten hoşlanır mısın?
Do you like to travel by yourself?
- Tek başına yolculuk etmekten hoşlanır mısın?
We've been traveling for three days.
- Üç gündür yolculuk yapmaktayız.
I want to travel with you.
- Seninle yolculuk etmek istiyorum.
He likes to travel. I do, too.
- O yolculuk etmekten hoşlanır. Ben de.
Bu gemi okyanus yolculuğu için uygun değil.
- Bu gemi okyanuslarda yolculuk yapmak için uygun değil.
Gemiyle yolculuk yapmayı severim.
- Gemiyle yolculuk yapmayı seviyorum.