There are grants available.
- Mevcut yardımlar var.
May I be of assistance?
- Yardım edebilir miyim?
I need medical assistance.
- Tıbbî yardıma ihtiyacım var.
Germs can only be seen with the aid of a microscope.
- Mikroplar sadece bir mikroskop yardımıyla görülebilir.
Victims of the hurricane received financial aid from the government.
- Kasırga mağdurları hükümetten mali yardım aldı.
Tea and coffee helps to start the day.
- Çay ve kahve, güne başlamaya yardımcı olur.
Yesterday I helped the father.
- Dün babama yardım ettim.
I called you because I need a favor.
- Bir yardıma ihtiyacım olduğu için seni aradım.
Tom anonymously donated a million dollars to his favorite charity.
- Tom isimsiz bir şekilde sevdiği hayır kurumuna bir milyon dolar yardımda bulundu.
Tom wanted to help Mary rescue her baby.
- Tom Mary'nin bebeğini kurtarmasına yardım etmek istiyordu.
They went to the boy's rescue.
- Onlar çocuğun yardımına gittiler.
They assisted the painter financially.
- Mali olarak ressama yardım ettiler.
What's the technical terminology for assisting someone to go to the toilet with a urine bottle?
- İdrar şişesi ile tuvalete gidecek birisine yardımcı olmak için teknik terminoloji nedir?
Can I give you a hand?
- Yardım edebilir miyim?
Could you lend me a hand?
- Bana yardım edebilir misin?
Tom certainly helped make our party more fun.
- Tom kesinlikle partimizi daha eğlenceli yapmak için yardım etti.
Tom couldn't have been more helpful.
- Tom daha yardımsever olamazdı.
In what way may I be of service to you?
- Size nasıl yardımcı olabilirim?
Maybe I can be of service.
- Belki de yardımcı olabilirim.
His last recourse will be to go to his father for help.
- Onun son başvurusu yardım için babasına gitmek olacak.
She won an Oscar nomination for best supporting actress.
- O, en iyi yardımcı kadın oyuncu dalında Oscar adaylığını kazandı.
He has to work hard in order to support his family.
- Ailesine yardımcı olmak için sıkı çalışmak zorunda.
Tom helped us push the car.
- Tom arabayı itmemize yardımcı oldu.
My car is stuck in the mud. Could you help me push it out?
- Arabam çamura saplanmış. Onu dışarı itmem için bana yardımcı olabilir misin?
The three brothers must help one another.
- Üç erkek kardeş birbirlerine yardım etmeliler.
He often tells us we must help one another.
- Birbirimize yardım etmemiz gerektiğini sık sık söyler.
I thank you for your helpfulness.
- Yardımseverliğiniz için teşekkür ederim.
Yoshio helped me lift the box up.
- Yoshio kutuyu kaldırmama yardım etti.
They gave me a hand to lift the fridge.
- Onlar buzdolabını kaldırmak için bana yardım ettiler.
Tom has been on the dole since the 6th of August, when he lost his job.
- Tom işini kaybettiğinde ağustosun altısından beri işsizlik yardımı alıyor.
Tom absconded with all the money donated for earthquake relief.
- Tom deprem yardımı için bağışlanan tüm parayla birlikte kaçtı.
You have to raise funds for the relief work.
- Sen yardım çalışmaları için fon toplamak zorundasın.
You can make it! Go for it. I'll stand by you.
- Onu yapabilirsin! Kim tutar seni. Yardımına hazır olacağım.
Sami was receiving welfare benefits.
- Sami sosyal yardımlar alıyordu.
The committee is discussing social welfare.
- Kurul sosyal yardımı görüşüyor.