yardımcısız

listen to the pronunciation of yardımcısız
Турецкий язык - Английский Язык
unassisted
singly
single handed
single-handed
yardımcı
helper

Elves are Santa's little helpers. - Periler Noel Baba'nın küçük yardımcılarıdır.

I want to hire a helper. - Ben bir yardımcı çalıştırmak istiyorum.

yardımcı
auxiliary

We do not need a new auxiliary language, the English language already fulfills that role. - Yeni bir yardımcı dile ihtiyacımız yok, İngilizce zaten o rolü yerine getiriyor.

This sentence is in the present perfect. 'have' is not a verb, but an auxiliary verb. - Bu cümle Present Perfect Tense. 'Have bir fiil değil ama bir yardımcı fiil.

yardımcı
subsidiary
yardımcı
assistant

He is an archeologist's assistant. - Kendisi bir arkeolog'un yardımcısıdır.

His present assistant is Miss Nokami. - Onun şimdiki yardımcısı Bayan Nokami'dir.

yardımcısız olarak
single handed
yardımcısız olarak
unassistedly
yardımcı
conducive

Good health is conducive to happiness. - İyi sağlık, mutluluk için yardımcıdır.

yardımcı
deputy

Dan is a retired deputy sheriff. - Dan emekli şerif yardımcısıdır.

The deputy mayor of Delhi was indirectly killed by rhesus monkeys. - Delhi belediye başkan yardımcısı dolaylı olarak rhesus maymunları tarafından öldürüldü.

yardımcı
{i} accessory

You're supposed to be an accessory. - Bit yardımcı olman gerekiyor.

yardımcı
sidekick
yardımcı
adjunct

Tom is an adjunct professor. - Tom bir yardımcı profesördür.

yardımcı
lieutenant
yardımcı
aide

The dictator had the absolute loyalty of all his aides. - Diktatörün tüm yardımcıları ile ilgili mutlak sadakatı vardı.

We aided him with money. - Biz ona parayla yardımcı olduk.

yardımcı
aid

A dictionary is an important aid in language learning. - Sözlük dil öğrenmede önemli bir yardımcıdır.

Esperanto is an aid for teaching foreign languages. - Esperanto yabancı dil öğretimi için bir yardımcıdır.

yardımcı
vice

The vice-president attended the ceremony on behalf of the president. - Başkan yardımcısı törene başkan adına katıldı.

The president did not come, but sent the vice-president in his stead. - Başkan gelmedi ama, yerine başkan yardımcısını gönderdi.

yardımcı
auxiliary; supplementary: yardımcı fiil auxiliary verb. yardımcı motor auxiliary engine
yardımcı
{i} henchman
yardımcı
minor
yardımcı
contributive
yardımcı
utility
yardımcı
ancillary
yardımcı
(Ticaret) associate

Dr. Hellebrandt is an associate professor in that excellent university. - Dr. Hellebrandt bu mükemmel üniversitede yardımcı doçenttir.

yardımcı
(Askeri) expedient
yardımcı
rotor
yardımcı
under

Thanks for your explanation. It helps to understand the sentence correctly. - Açıklaman için teşekkürler. Bu, cümleyi doğru anlamaya yardımcı olur.

Tom underwent hypnotherapy to help him give up smoking. - Tom sigarayı bırakmasına yardımcı olmak için hipnoterapi uyguladı.

yardımcı
(İnşaat) agent
yardımcı
alternate
yardımcı
prop
yardımcı
attendant
yardımcı
helpful

Your advice has always been very helpful to me. - Sizin tavsiyeniz bana her zaman yardımcı olmuştur.

Has Tom been helpful? - Tom yardımcı oldu mu?

yardımcı
second
yardımcı
attentive
yardımcı
accessorius
yardımcı
of service

In what way may I be of service to you? - Size nasıl yardımcı olabilirim?

Maybe I can be of service. - Belki de yardımcı olabilirim.

yardımcı
adjutant
yardımcı
useful
yardımcı
sub-
yardımcı
companion
yardımcı
cooperative

Tom was very cooperative. - Tom son derece yardımcı oldu.

Tom didn't think Mary was cooperative. - Tom Mary'nin yardımcı olduğunu düşünmedi.

yardımcı
servo
yardımcı
accommodating
yardımcı
buttress
yardımcı
sufragan
yardımcı
counselor
yardımcı
constructive
yardımcı
help

Will you help me translate? - Çeviri yapmama yardımcı olur musun?

Tea and coffee helps to start the day. - Çay ve kahve, güne başlamaya yardımcı olur.

yardımcı
contributor
yardımcı
ancilliary
yardımcı
assisted in
yardımcı
helper, assistant, aid; associate; deputy; auxiliary; ancillary, subsidiary
yardımcı
Band-aid
yardımcı
supporting

Tom won the Oscar for Best Supporting Actor. - Tom en iyi yardımcı erkek oyuncu dalında oskar kazandı.

She won an Oscar nomination for best supporting actress. - O, en iyi yardımcı kadın oyuncu dalında Oscar adaylığını kazandı.

yardımcı
helper, assistant; aide
yardımcı
helpmeet
yardımcı
helpmate
yardımcı
acolyte
yardımcı
stand by
yardımcı
supporter
yardımcı
contributory
yardımcı
accessary
yardımcı
maid, cleaning woman
yardımcı
coadjutor
yardımcı
booster
yardımcı
donkey
yardımcı
auxiliary , utility
yardımcı
assistant to; vice-: yardımcı konsolos vice-consul. başkan yardımcısı vice-chairman/assistant to the chairman
yardımcı
collateral
yardımcı
sub
yardımcı
friend

He had no friend to help him. - Ona yardımcı olacak arkadaşı yoktu.

I'm doing this job to help a friend. - Ben bu işi bir arkadaşa yardımcı olmak için yapıyorum.

yardımcı
obliging
yardımcı
supportive

The crew was supportive. - Mürettebat yardımcıydı.

Thank you for being so supportive. - Bu kadar yardımcı olduğun için teşekkür ederim.

yardımcı
{s} band aid
yardımcı
(İnşaat) supplementary
yardımcı
secondary
yardımcı
gillie
yardımcı
substitute
yardımcı
suffragan
yardımcı
ministrant
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение yardımcısız в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Yardımcı
adup
Yardımcı
yaver
Yardımcı
(Osmanlı Dönemi) ADUB
Yardımcı
yamak
Yardımcı
apotr
Yardımcı
havari
Yardımcı
(Osmanlı Dönemi) PÜŞTİVAN
Yardımcı
(Osmanlı Dönemi) YÂR
Yardımcı
(Osmanlı Dönemi) MUHTEKİR
Yardımcı
destek
Yardımcı
avan
Yardımcı
avene
Yardımcı
asistan
Yardımcı
(Hukuk) TEBİ
Yardımcı
(Osmanlı Dönemi) HAVARİ
Yardımcı
asist
Yardımcı
yardak
Yardımcı
(Hukuk) MUİN
yardımcı
Yardım eden veya gerektiğinde yardım edecek olan (kimse vb.), muavin, muin, yaver
yardımcı
Yardım eden veya gerektiğinde yardım edecek olan kimse vb., muavin, muin, yaver: "Savcı yardımcısı, bütün savcı yardımcıları gibi, zeki bir adamdı."- H. Taner
yardımcı
Yardımı olan şey, nesne
yardımcı
Yardımı olan (şey, nesne): "Vücut yapısı da onun güldürücülüğünde ayrı bir yardımcı unsurdu."- H. Taner
yardımcısız
Избранное