The production has visual appeal for the audience.
- Yapımın seyirciler için görsel bir çekiciliği var.
I value handmade things.
- El yapımı şeylere değer veriyorum.
This handmade Italian-made titanium bicycle is terribly light.
- Bu el yapımı İtalyan malı titanyum bisiklet son derece hafiftir.
The production has visual appeal for the audience.
- Yapımın seyirciler için görsel bir çekiciliği var.
Tom is a model maker.
- Tom bir maket yapımcısıdır.
I think Tom's homemade cookies are better than the ones Mary makes.
- Sanırım Tom'un ev yapımı kurabiyeleri Mary'nin yaptıklarından daha iyi.
The building is under construction.
- Bina yapım aşamasındadır.
The money was appropriated for building the gymnasium.
- Para spor salonunun yapımı için ayrılmıştır.
That old man had been making homemade whiskey for fifty years.
- O yaşlı adam elli yıldır ev yapımı viski imal etmekteydi.
My mother gave me a pair of gloves of her own making.
- Annem bana kendi yapımı bir çift eldiven verdi.
A new road is under construction.
- Yeni bir yol yapım aşamasındadır.
The rightmost lane is now under construction.
- En sağdaki şerit yapım aşamasındadır.
That old man had been making homemade whiskey for fifty years.
- O yaşlı adam elli yıldır ev yapımı viski imal etmekteydi.
When's the last time you ate homemade cookies?
- En son ne zaman ev yapımı kurabiye yedin?