Don't come near me. I have a cold.
- Bana yaklaşma, soğuk almışım.
Your birthday is drawing near.
- Doğum günün yaklaşıyor.
He is a hard man to approach.
- O yaklaşması zor bir adamdır.
He approached and fell on his knees.
- O yaklaştı ve dizlerinin üzerine düştü.
A person's heart is approximately the same size as their fist.
- Bir insanın kalbi, yaklaşık olarak yumruğuyla aynı boyuttadır.
The story approximates to historical truth.
- Hikaye tarihsel gerçeğe çok yaklaştı.
He does not let the opponent come near him.
- O, rakibin ona yaklaşmasına izin vermez.
Don't let that dog come near me!
- O köpeği yanıma yaklaştırma!
We're slowly nearing the end.
- Biz yavaş yavaş sona yaklaşıyoruz.
The end of my probation period is nearing.
- Benim deneme süremin sonu yaklaşıyor.