Pazar günleri hariç her gün çalışırım.
 - I work every day except for Sundays.
Pazartesi hariç herhangi bir gün olur.
 - Any day will do except Monday.
Beklemekten başka, bir şey yapılamazdı.
 - Nothing could be done, except wait.
Geçen hafta ayrıldığından başka bir şey bilmiyorum.
 - I know nothing except that she left last week.
Bu saati satın alırdım fakat çok pahalı.
 - I would buy this watch, except it's too expensive.