Tom bir şelaleye yakın bir kamarada yaşıyor.
- Tom lives alone in a small cabin near a waterfall.
Şelalenin altında çıplak duran bir adam gördüm.
- I saw a man standing naked under the waterfall.
Şelalenin altında çıplak duran bir adam gördüm.
- I saw a man standing naked under the waterfall.
Köprünün yukarısında bir şelale var.
- There is a waterfall above the bridge.
Geçen yaz kampa gittim.
- I went camping last summer.
Her yaz köye giderim.
- I go to the country every summer.
Yazla ilgili en kötü şey sıcaklık.
- The worst thing about summer is the heat.
Tom'un yazlık bir evi var mı?
- Does Tom have a summer house?
Mary kolsuz bir yazlık elbise giyiyordu.
- Mary was wearing a sleeveless summer dress.