Böylece Müslümanların dikkatini yetimlerin bakım ve koruması üzerine çekti.
- Somit machte er die Muslime auf die Fürsorge für die Waisen aufmerksam.
Bazı öksüzler evlatlık alınacak, ama hepsi değil.
- Some orphans will be adopted, but not all.
Tom on üç yaşında öksüz kaldı.
- Tom was orphaned at the age of thirteen.
Boston'da bir yetimhanede yetiştirildim.
- I was raised in an orphanage in Boston.
Tom yeni bir yetimhane için para toplamaya yardım etmeye gönüllüydü.
- Tom volunteered to help raise money for a new orphanage.
Onlar kimsesiz çocuğu evlat edindi.
- They adopted the orphan.
O kimsesiz çocuğa acıdı ve ona biraz para verdi.
- She felt sympathy for the orphan and gave him some money.
Removing categories orphans pages from the main category tree.
She is an orphan child.