öksüz

listen to the pronunciation of öksüz
Турецкий язык - Английский Язык
orphan

She sympathized with the orphan and gave him some money. - O, öksüze yakınlık gösterdi ve ona biraz para verdi.

Some orphans will be adopted, but not all. - Bazı öksüzler evlatlık alınacak, ama hepsi değil.

orphan (child); half-orphan; fatherless; motherless
motherless; without relations/friends; orphan, motherless child
(someone) who is alone in the world, who has no friends or relatives
(an) orphan; (a) fatherless child; (a) motherless child
parentless
motherless
half orphan
(Denizbilim) piper gurnard
öksüz balığı
(Tabiat Doğa) (balık, Fam: Triglidae) piper
öksüz bırakmak
orphanize
öksüz bırakmak
to orphan
öksüz kalmak
to be orphaned
öksüz kalmak
be orphaned
öksüz kalmış
orphaned
öksüz perde
swash plate
öksüz sevindiren
cheap, but gaudy thing
öksüz vardiya
dogwatch
dikenli öksüz
(Denizbilim) african armoured searobin
dikenli öksüz balığı
(Gıda) armed gurnard
Турецкий язык - Турецкий язык
Kimsesiz
Kimsesiz: "Ben hem öksüzüm, hem yetimim, hem de tam 23 saattir açım."- Y. K. Karaosmanoğlu
Anası veya hem anası hem babası ölmüş olan (çocuk): "Nihayet iki saat uzakta bir köyde öksüz bir kız bulundu."- Ö. Seyfettin
Anası veya hem anası hem babası ölmüş olan (çocuk)
öksüz
Избранное