Ordu savaş sırasında bir dizi görkemli eylemlerde yer aldı.
 - The army was involved in a number of brilliant actions during the battle.
Küresel ısınmanın insan eylemlerinin sonucu olduğunu düşünüyor musunuz?
 - Do you believe global warming is the result of human actions?
Başka ülkelerin işgali utanç verici bir etkinliktir.
 - The invasion of other countries is a shameful action.
Hükümetin etkinlikleri dünya çapında kınandı.
 - The government's actions were condemned worldwide.
Tom, savaş sırasındaki eylemleri için pişmanlık duymaya başladı.
 - Tom began to experience remorse for his actions during the war.
Ordu savaş sırasında bir dizi görkemli eylemlerde yer aldı.
 - The army was involved in a number of brilliant actions during the battle.
Davranışlarımı açıklamak benim için zor.
 - It's hard for me to explain my actions.
Kendimizi niyetimizle başkalarını ise davranışlarıyla yargılarız.
 - We judge ourselves by our intentions and others by their actions.
Tokyo harekete geçmede boşa zaman geçirmedi.
 - Tokyo wasted no time in taking action.
Yalnızca her birey ona karşı harekete geçmeye karar verirse, AIDS durdurulabilir.
 - AIDS can be stopped only if every person decides to take action against it.
Onun açtığı davalar çok ilgisiz ve o savunmasız bırakıldı.
 - The actions she took were too careless, and she was left defenseless.
Resmi bir işlem yapılmadı.
 - No formal action was taken.
Leyla, üç çocuğunun velayetini almak için yasal işlem başlattı.
 - Layla launched a legal action to gain custody of her three children.