He is wealthy in appearance but not in reality.
- O görünüşte varlıklı fakat gerçekte değildir.
He looks wealthy, but actually he's not.
- O varlıklı görünüyor fakat aslında değil.
Most creatures in the sea are affected by pollution.
- Denizdeki varlıkların çoğu kirlilikten etkilendi.
Why are women such bothersome creatures?
- Kadınlar niçin böyle can sıkıcı varlıklardır.
She lives on another plane of existence.
- O, başka bir varlık düzleminde yaşıyor.
Layla's assets were frozen.
- Leyla'nın mal varlıkları donduruldu.
This financial audit also includes an evaluation of the company's assets.
- Bu mali denetim, aynı zamanda şirketin varlıklarının bir değerlendirmesini içerir.
He wrote the article Exobiological Presence in Alpha Centauri.
- O Alfa Centauri'deki egzobiyolojik varlık makalesini yazdı.
Sami left all of his possessions behind.
- Sami bütün varlıklarını geride bıraktı.
Sami left all of his possessions behind.
- Sami bütün varlıklarını geride bıraktı.
Human as a biological being belongs to the animal world.
- Biyolojik bir varlık olarak insan hayvan dünyasına aittir.
Let's respect the animals, because they are sentient beings.
- Hayvanlara saygı gösterelim çünkü onlar duyarlı varlıklardır.
Layla's life as a wealthy lady was a mirage.
- Varlıklı bir bayan olarak Leyla'nın yaşamı bir seraptı.
Layla's assets were frozen.
- Leyla'nın mal varlıkları donduruldu.
Layla and Sami separated and split their small assets.
- Leyla ve Sami küçük varlıklarını ayırıp bölüştüler.
Let's respect the animals, because they are sentient beings.
- Hayvanlara saygı gösterelim çünkü onlar duyarlı varlıklardır.
One of these lucky beings was Hans.
- Bu şanslı varlıklardan biri Hans'tı.