uzmanlaşmamış

listen to the pronunciation of uzmanlaşmamış
Турецкий язык - Английский Язык
unspecialized
Having no speciality, or particular purpose
Having no special function
{s} not specialized, having no specialization (also unspecialised)
not adapted, or set apart, for any particular purpose or function; as, an unspecialized unicellular organism
Not specialized; specifically Biol
not specialized or modified for a particular purpose or function
uzman
expert

He is something of an expert on oriental art. - O, oryantal sanatında birazcık uzmandır.

She is an expert typist. - O bir uzman daktilocu.

uzman
specialist

A leading specialist was brought in to authenticate the painting. - Önde gelen bir uzman resmi tasdik etmek için içeriye getirildi.

I'm not a specialist. - Ben bir uzman değilim.

uzman
{i} authority

Tom is an authority on jazz. - Tom, cazda bir uzmandır.

He's an authority in his field. - O, alanında bir uzmandır.

uzman
expert, specialist, connoisseur, consultant, dab, pundit
uzman
professional

You need a professional to translate this. - Bunu çevirmek için bir uzmana ihtiyacın var.

Is it a good idea to hire former hackers to work as security professionals? - Eski bilgisayar korsanlarını güvenlik uzmanı olarak çalıştırmak için kiralamak iyi bir fikir mi?

uzman
{i} adept
uzman
{i} don

Don't worry so much! For quite an esteemed expert such as myself, it's peasy lemon squeezy! - Bu kadar endişelenme! Benim gibi çok saygın bir uzman için bu iş çocuk oyuncağı!

Why don't we let Tom handle this matter? After all, he's the expert, right? - Neden Tom'un bu mesele ile ilgilenmesine izin vermiyoruz? Nede olsa, o uzman, değil mi?

uzman
{i} dabster
uzman
{i} oracle
uzman
consultant
uzman
well-versed
uzman
(Askeri) qualified
uzman
witness
uzman
judge

He is a good judge of horses. - O, atlarla ilgili iyi bir uzmandır.

The judges haven't yet picked the best book. - Uzmanlar henüz en iyi kitabı seçmediler.

uzman
operator
uzman
dab
uzman
connoisseur
uzman
student
Uzman
perite
Uzman
maven
uzman
regular
uzman
(astsubay) technician
uzman
fiend
uzman
proficient

We are looking for someone who is proficient in French. - Fransızca'da uzman birisini arıyoruz.

Tom is a proficient marksman. - Tom uzman bir keskin nişancıdır.

uzman
(Hukuk) pundit
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение uzmanlaşmamış в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Uzman
spesiyalist
Uzman
mütehassıs
uzman
Belli bir işte, belli bir konuda bilgi, görüş ve becerisi çok olan kimse, mütehassıs, kompetan
uzman
Belli bir işte, belli bir konuda bilgi, görüş ve becerisi çok olan kimse, mütehassıs, kompetan: "Biz de, işte para kazanmanın, iyi yaşamanın uzmanıyız dostum."- H. Taner
uzman
Belli bir işte bilgi, görüş ve becerisi çok olan kimse