uzmanlaşma

listen to the pronunciation of uzmanlaşma
Турецкий язык - Английский Язык
{i} specialization
(Ticaret) division of labor
{i} specializing
uzmanlaşmak
specialize
uzman
expert

Tom should consult an expert. - Tom bir uzmana danışmalı.

She is an expert typist. - O bir uzman daktilocu.

uzman
specialist

I'm not a specialist. - Ben bir uzman değilim.

Tom wanted to become a search-and-rescue specialist. - Tom bir arama- kurtarma uzmanı olmak istiyordu.

uzman
{i} authority

Tom is an authority in his field. - Tom, alanında bir uzmandır.

Tom is an authority on jazz. - Tom, cazda bir uzmandır.

uzman
expert, specialist, connoisseur, consultant, dab, pundit
uzman
professional

You need a professional to translate this. - Bunu çevirmek için bir uzmana ihtiyacın var.

Professional translators quite often specialize in just one field, for example law or medicine. - Profesyonel çevirmenler çoğunlukla sadece tek bir alanda uzmanlaşırlar, örneğin hukuk ve tıp.

uzman
{i} adept
uzman
{i} don

Why don't we let Tom handle this matter? After all, he's the expert, right? - Neden Tom'un bu mesele ile ilgilenmesine izin vermiyoruz? Nede olsa, o uzman, değil mi?

Don't you trust the weathermen? - Meteoroloji uzmanlarına güvenmiyor musunuz?

uzman
{i} dabster
uzman
{i} oracle
uzman
consultant
uzman
well-versed
uzman
(Askeri) qualified
uzman
witness
uzman
judge

The judges haven't yet picked the best book. - Uzmanlar henüz en iyi kitabı seçmediler.

Tom certainly is a poor judge of character. - Tom kesinlikle kötü bir karakter uzmanı.

uzmanlaşmak
specialize in
uzmanlaşmak
master

It takes years to master a foreign language. - Yabancı bir dilde uzmanlaşmak yıllar alır.

It's difficult to master a foreign language. - Yabancı bir dilde uzmanlaşmak zordur.

uzman
operator
uzman
dab
uzman
connoisseur
uzman
student
Uzman
perite
Uzman
maven
uzman
regular
uzman
(astsubay) technician
uzman
fiend
uzman
proficient

Which foreign language are you most proficient in? - En çok hangi yabancı dilde uzmanlaşmış bulunuyorsunuz?

Tom is a proficient marksman. - Tom uzman bir keskin nişancıdır.

uzman
(Hukuk) pundit
uzmanlaşmak
to specialize (in sth)
uzmanlaşmak
to become a specialist
Турецкий язык - Турецкий язык
Uzman durumuna gelme
esnek uzmanlaşma
(Ekonomi) Kapitalist dünyayı 1970’lerden beri yakından inceleyen araştırmacıların çoğu kapitalist üretim örgütlenmesini, tüketim ve birikimde önemli bazı şeylerin oluştuğunu belirtmektedir. Genellikle “post-fordizm”, “esnek uzmanlaşma” ve “esnek birikim” terimleriyle ifade edilen bu değişikliklerin doğası ile ilgili tartışmalar “esneklik” düşüncesine yakınlaşma eğilimindedir
Uzman
spesiyalist
Uzman
mütehassıs
uzman
Belli bir işte, belli bir konuda bilgi, görüş ve becerisi çok olan kimse, mütehassıs, kompetan
uzman
Belli bir işte, belli bir konuda bilgi, görüş ve becerisi çok olan kimse, mütehassıs, kompetan: "Biz de, işte para kazanmanın, iyi yaşamanın uzmanıyız dostum."- H. Taner
uzman
Belli bir işte bilgi, görüş ve becerisi çok olan kimse
uzmanlaşmak
Uzman durumuna gelmek, uzman olmak