A priest skillfully drew a picture of a priest on a folding screen.
 - Bir papaz bir paravanın üstüne bir rahibin resmini ustaca çizdi.
He can ski as skillfully as his father.
 - O, babası kadar ustaca kayar.
He can ski as skilfully as his father.
 - O babası kadar ustaca kayak yapabilir.
All those things are so artfully made!
 - Bütün bu şeyler çok ustaca yapılır!
This is utterly ingenious.
 - Bu son derece ustaca yapılmış.
They devised ingenious solutions.
 - Onlar ustaca yapılmış çözümler geliştirdiler.