ustaca

listen to the pronunciation of ustaca
Türkisch - Englisch
skillfully

You handled that very skillfully. - Onunla çok ustaca başa çıktın.

Homer has taught all other poets the art of telling lies skillfully. - Homer diğer bütün şairlere ustaca yalan söyleme sanatını öğretti.

masterly
skilfully

He can ski as skilfully as his father. - O babası kadar ustaca kayak yapabilir.

adroitly
slick
masterful
artfully

All those things are so artfully made! - Bütün bu şeyler çok ustaca yapılır!

deftly
subtle
ustaca
masterstroke
ustaca plânlanmış
tactical
ustaca yapmak
art up
ustaca yapılmamış
unworkmanlike
ustaca yapılmış
ingenious

They devised ingenious solutions. - Onlar ustaca yapılmış çözümler geliştirdiler.

This is utterly ingenious. - Bu son derece ustaca yapılmış.

ustaca yapılmış
subtile
ustaca yapılmış
subtle
ustaca çözüm
wrinkle
ustaca önlem
masterstroke
buz üstünde ustaca dolaşan kimse
iceman
gizli ve ustaca hazırlanmış
deep laid
renkleri ustaca kullanan sanatçı
colorist
renkleri ustaca kullanan sanatçı
colourist [Brit.]
Türkisch - Türkisch
Becerikli olarak, kurnazlıkla: "Kaymakamın genç karısına göz işaretlerinin daha ustacasını çıkarıyor ve ertesi sabah ikisi birden kasabadan kaçıyorlardı."- R. N. Güntekin
El uzluğu ile, ustalıkla: "Eve girişinden beri eksilmeyen gülüşü genişliyor; ellerini hızlı hızlı oğuşturuyor; ustaca çocuklaşıyor."- T. Buğra
El uzluğu ile, ustalıkla
Becerikli olarak, kurnazlıkla
ustalıkla
ustaca
Favoriten