Bu bisikleti kullanmalıyım.
- I must use this bike.
Bu kitabı okurken sözlük kullanmak zorunda değilsin.
- You don't have to use a dictionary when you read this book.
Bu kitabı okurken sözlük kullanmak zorunda değilsin.
- You don't have to use a dictionary when you read this book.
O sadece Çizmeli Kedi görüntüsünü kullanmak zorunda kaldı. Ben onun sadık uşağıydım.
- She just had to use her Puss-In-Boots look and I was her devoted servant.
İnkâr etmek yararsız olacaktı.
- Denial would have been useless.
Tom tartışmanın yararsız olduğunu fark etti.
- Tom realized it was useless to argue.
Keşke böyle işe yaramaz bir şey almasaydım.
- I wish I had not bought such a useless thing.
Veri tamamen işe yaramaz.
- The data was completely useless.
Su yasası bir kaynak olarak suya sahip olma, kontrolü ve kullanımı ile ilgili hukuk alanıdır.
- Water law is the field of law dealing with the ownership, control, and use of water as a resource.
Bu kelime şu an kullanımda değil.
- This word is not in current use.
Onunla konuşmak faydasız.
- It is useless to talk to him.
Tom'un yeni aleti harika ama faydasız.
- Tom's new gadget is cool, but useless.
Atom enerjisinden faydalanmalıyız.
- We should make use of atomic energy.
Şirketimiz internetten faydalanmaktadır.
- Our company makes use of the Internet.
Kişisel bilgisayarlar çok faydalıdırlar.
- Personal computers are of great use.
Onun yardımını istemenin faydası yok.
- It is no use asking for her help.
Uygun şekilde kullanılırsa, belirli zehirler yararlı olacaktır.
- Properly used, certain poisons will prove beneficial.
Tüm çabalarımın yararsız olduğu ortaya çıktı.
- All my efforts turned out to be useless.
Oluklu kaşıklar geleneksel pelin ayininde belirli bir role sahiptir.Onlar bir adet küp şekeri soğuk suyla bardaklarının içine eritmek için küp şekeri bardağın üstünde tutmak için kullanılır.
- Slotted spoons have a particular role in the traditional absinthe ritual. They are used to hold a sugar cube over a glass as one dissolves it into her drink with cold water.
Makine çevirisi neden kullanışsızdır?
- Why is machine translation useless?
Onun önerileri tamamen kullanışsız.
- His suggestions are completely useless.
Hayır, arabamı kullanamazsın!
- No, you can't use my car!
Hayırsever, servetini muhtaç insanlara yardımcı olmak için kullanmaya çalıştı.
- The philanthropist tried to use her wealth to help people in need.
Paramızı değerlendirmek istiyoruz.
- We want to put our money to good use.
Ne zaman yatmaya alışkınsın?
- What time are you used to going to bed?
Erken kalkmaya alışkınım.
- I'm used to getting up early.
İnsanların zaman harcamak için bilgisayarları kullanmaları çok kötü.
- It's too bad people use computers to waste time.
Tom kullanılmış bir motorsiklet için 300 dolardan daha fazla harcamak istemiyor.
- Tom doesn't want to spend more than $300 for a used motorcycle.
Yalnızca kulüp üyeleri bu odayı kullanma hakkına sahiptir.
- Only members of the club are entitled to use this room.
O, tasarruflarını yararlı şeylere yatırdı.
- He put her savings to good use.
Zamandan tasarruf etmek için bir bilgisayar kullandım.
- I used a computer in order to save time.
Na'vi dili Avatar'da kullanılır.
- Na'vi language is used in Avatar.
Uranyum, nükleer gücün üretiminde kullanılmaktadır.
- Uranium is used in the production of nuclear power.
Atom enerjisi barışçıl amaçlar için kullanılabilir.
- Atomic energy can be used for peaceful ends.
Bu bilgiyi ticari amaçlı kullanmak yasak.
- It's forbidden to use this information commercially.
Şirketimiz internetten faydalanmaktadır.
- Our company makes use of the Internet.
Doğa hiçbir şeyi boşuna yapmaz.
- Nature does nothing uselessly.
We should use up most of the fuel.
This tool has many uses.
We can use this mathematical formula to solve the problem.
I tried my best to make him quit smoking, but my efforts were useless. He now smokes six packs a day.