truth, certainty, absolute existence

listen to the pronunciation of truth, certainty, absolute existence
Английский Язык - Турецкий язык

Определение truth, certainty, absolute existence в Английский Язык Турецкий язык словарь

reality
{i} gerçeklik

Yalın gerçeklikle yüz yüze gelmelisin. - You ought to face the stark reality.

Savaşı gündelik gerçeklik yaparak, bu savaşa sebep olan politik görüştür. - Because it is politics that has caused this war, making the war our everyday reality.

reality
asıl
reality
gerçekçilik
reality
{i} gerçek

Ebeveynler yeni nesile gerçeklikten uzak ve gerçekçi olmayan hayallerin peşinde koşturan bir nesil olarak olarak bakıyor. - Parents look to the new generation as a generation that is far from reality and busy running after unrealistic dreams.

Savaşı gündelik gerçeklik yaparak, bu savaşa sebep olan politik görüştür. - Because it is politics that has caused this war, making the war our everyday reality.

reality
gerçek/gerçeklik
reality
{i} realite
reality
{i} gerçekte var olan şeyler
reality
{i} hakikat

Hakikati metanetle karşılaman iktiza eder. - You should face up to the reality.

Felsefe, hakikatten intikam alma sanatıdır. - Philosophy is the art of taking revenge on reality.

Английский Язык - Английский Язык
{n} reality
truth, certainty, absolute existence

    Расстановка переносов

    truth, certainty, Ab·so·lute ex·ist·ence

    Произношение

Избранное