to walk; to go; to travel

listen to the pronunciation of to walk; to go; to travel
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to walk; to go; to travel в Английский Язык Турецкий язык словарь

trace
{f} izlemek
trace
{i} işaret
trace
{f} izle

Polisler onu Paris'e kadar izledi. - The police have traced her to Paris.

NASA'nın Mars gezicisi bir nehir yatağının izlerini keşfetti. - NASA's Mars rover discovered traces of a river bed.

trace
(Meteoroloji) trase
trace
izini takip etmek
trace
telem
trace
oymak
trace
{i} belirti
trace
(kopya kâğıdıyla) kopyasını çıkarmak
trace
kalıntı
trace
bulmak
trace
izle(mek)
trace
(fiil) çizmek, tasarlamak, izlemek, izinden gitmek, kopya etmek, dayandırmak, dayanmak
trace
(İnşaat) iz, belirti
trace
bulm

Ondan tek bir iz bulmadık. - We didn't find a single trace of it.

Fadıl, Leyla'dan hiçbir iz bulmadı. - Fadil found no trace of Layla.

trace
{f} dayanmak
trace
dikkatle çizmek veya yazmak
trace
zerre

Onda kötülüğün zerresi bile yoktu. - There was no trace of evil in her.

trace
(Mukavele) izlemek; iz
trace
azıcık şey
Английский Язык - Английский Язык
trace
to walk; to go; to travel
Избранное