Kadınlara yardımcı olmayı sürdürmek istiyorum.
 - I want to continue to help women.
Dövüşmeye devam etmek istediler.
 - They wanted to continue to fight.
Gezisine gizlice devam etmek zorunda kaldı.
 - He had to continue his trip in secret.
Matematik, yarın kalkarsan ve evrenin gittiğini keşfedersen yapmaya devam edebileceğin, bilimin bir parçasıdır.
 - Mathematics is the part of science you could continue to do if you woke up tomorrow and discovered the universe was gone.
Bilgisayarların hiçbiri yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez.
 - None of the computers can continue to run with a burnt card.
Tom bu evli kadınla birlikte olmayı sürdürdü.
 - Tom continued his relationship with that married woman.
Tom o kabul ettiği sürece desteğini sürdürmeye kararlıydı.
 - Tom was determined to continue his support for as long as it took.