Söyleyeceklerimi düzgün bir şekilde dinle.
- Properly listen to what I'm going to say.
Düzgün bir şekilde yapılan işleri severim.
- I like things done properly.
Biz onu uygun bir şekilde yapacağız.
- We're going to do it properly.
Uygun bir şekilde göremiyor musun?
- Are you unable to see properly?
Eğer anlıyorsan, öyleyse onu doğru dürüst yap.
- If you understand, then do it properly.
Dişini doğru dürüst fırçalıyor musun?
- Are you brushing your teeth properly?
Oğlum henüz doğru olarak toplama yapamıyor.
- My boy can't do addition properly yet.
Dişlerini gereği gibi fırçalıyor musun?
- Are you brushing your teeth properly?
Uygun bir biçimde eğitilmedik.
- We haven't been properly trained.
Kapıyı uygun şekilde kapatamıyorum.
- I can't get the door to shut properly.
Bayan Brown, o uygun şekilde yemek yemezse, kalıcı kilolu olacağı konusunda Beth'i uyardı.
- Mrs. Brown warned Beth that if she didn't eat properly she would be permanently overweight.
Tom'un onu uygun olarak yapmayacağını biliyordum.
- I knew Tom wouldn't do it properly.
Sanırım onu uygun olarak nasıl yapacağını sana göstermemin zamanıdır.
- I think it's time for me to show you how to do that properly.
Bazen iyice anlamak için hata yapmalısın.
- Sometimes you should sometimes make a mistake to be properly understood.
... properly. ...
... It wasn't thought through properly. We need to get rid of that provision, because it's ...