to make an enemy

listen to the pronunciation of to make an enemy
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to make an enemy в Английский Язык Турецкий язык словарь

win
{i} galibiyet

Tom galibiyet golünü attı. - Tom scored the winning goal.

Ricardo galibiyet için 500 Amerikan doları aldı. - Ricardo got US$ 500 for winning.

win
{i} zafer

Tom zaferi şarapla kutluyor. - Tom was celebrating the victory with wine.

Kaybeden gülümserse kazanan zaferin heyecanını kaybeder. - If the loser smiled the winner will lose the thrill of victory.

win
{i} kazanma

O takımın çok az, eğer varsa, kazanma şansı var. - That team has little, if any, chance of winning.

Bir ödül kazanmak için yeterince yükseğe zıplamadı. - He didn't jump high enough to win a prize.

win
{i} başarı

Her zaman başarılı olamazsın. - You win some, you lose some.

Her kazanan sonunda başarısız olur. - Every win fails eventually.

win
{f} kazanmak; (yarışma veya başka bir uğraşı sonucunda) elde etmek: Who won the contest? Yarışmayı kim kazandı? Utku's won the
win
isabet etmek
win
kazamak
win
ulaşmayı başarmak
win
{f} kazan

Onun seçimi kazanması için herhangi bir ihtimal var mı? - Is there any possibility that he'll win the election?

Sıra beyazda ve kazandı. - White to play and win.

win
yengi
win
{f} galip gelmek
win
{f} kazanmak

Bir ödül kazanmak için yeterince yükseğe zıplamadı. - He didn't jump high enough to win a prize.

Kazanmak önemli olan tek şey değildir. - Winning isn't the only thing that matters.

win
win by a head yarışta bir at
win
{f} (won, --ning)
win
birinci gelmek
win
birinci gelme
win
gayesine erişmek
win
{f} ikna etmek
Английский Язык - Английский Язык
win
to make an enemy

    Расстановка переносов

    to make an en·e·my

    Турецкое произношение

    tı meyk ın enımi

    Произношение

    /tə ˈmāk ən ˈenəmē/ /tə ˈmeɪk ən ˈɛnəmiː/
Избранное