Tanzanya'da yiyecek koklamak, kibar olmayan hatta çok görgüsüzce bir davranıştır.
- It is impolite, or even gross, to smell food in Tanzania.
Taze yapılmış kahveyi koklamak çok harika!
- It's so wonderful to smell freshly made coffee!
Sansar kötü kokusuyla bilinir.
- The weasel is noted for its bad smell.
Caz ölmedi, sadece komik kokuyor.
- Jazz isn't dead, it just smells funny.
Kız çiçekleri kokluyor.
- The girl is smelling the flowers.
Sansar kötü kokusuyla bilinir.
- The weasel is noted for its bad smell.
Size söyledim, bacaklarınıza ve ayaklarınıza dikkat etmek zorundaydınız.
- I told you you had to pay attention to your legs and feet.
Tom'un söylediklerine dikkat etmek zorunda değilsiniz.
- You don't have to pay attention to what Tom says.
Hava bile farklı kokuyordu.
- Even the air smelled different.
Yangından sonra, havadaki duman kokusu günlerce sürdü.
- After the fire, the smell of smoke in the air lasted for days.