to cause delight or amusement

listen to the pronunciation of to cause delight or amusement
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to cause delight or amusement в Английский Язык Турецкий язык словарь

tickle
gıdıklamak
tickle
{f} gıdıklanmak
tickle
{i} gıdıklanma
tickle
{f} gıdıkla

Kendini gıdıklayamazsın. - You can't tickle yourself.

Geçen gün gıdıklandım. - I got tickled the other day.

tickle
gıdıklama

Tom onu gıdıklamaya devam etti. - Tom continued to tickle her.

Tom Mary'yi gıdıklamaya başladı. - Tom began to tickle Mary.

tickle
{f} eğlendirmek
tickle
{f} gıdıklamak: She tickled the baby's feet. Bebeğin ayaklarını gıdıkladı. That feather tickles. O tüy beni gıdıklıyor
tickle
{i} gıdık alma
tickle
{f} güldürmek
Английский Язык - Английский Язык
tickle
to cause delight or amusement

    Расстановка переносов

    to cause de·light or a·muse·ment

    Турецкое произношение

    tı kôz dîlayt ır ımyuzmınt

    Произношение

    /tə ˈkôz dəˈlīt ər əˈmyo͞ozmənt/ /tə ˈkɔːz dɪˈlaɪt ɜr əˈmjuːzmənt/
Избранное