Bill ve John konuşmak için ayda bir kez bir araya gelmekten hoşlanıyorlar.
 - Bill and John like to get together once a month to talk.
Bill ve John sohbet etmek için ayda bir kez bir araya gelmekten hoşlanıyorlar.
 - Bill and John like to get together once a month to chat.
Helen yeterince yemek yemiyor ve zayıflıyor.
 - Helen does not eat enough and she is getting thin.
Yakında Japon yemeklerini yemeye alışırsın.
 - You will soon get used to eating Japanese food.
Oraya ulaşmak için uzun bir yol yürümek zorundasın.
 - You have to walk a long way to get there.
Tom çatıya ulaşmak için merdivene tırmandı.
 - Tom climbed up a ladder to get to the roof.
Tom'u buradan çıkarmak zorundayız.
 - We've got to get Tom out of here.
Seni buradan çıkarmak zorundayız.
 - We have to get you out of here.
Ofisime varmak yaklaşık on beş dakika alır.
 - It takes about 15 minutes to get to my office.
Oraya varmak ne kadar sürer?
 - How long will it take to get there?
Bayan West kahvaltı hazırlamakla meşgul.
 - Mrs. West is busy getting breakfast ready.
Annem akşam yemeğini hazırlamakla meşguldü.
 - Mother was busy getting ready for dinner.
İstikrarlı bir iş bulmak zorundasın.
 - You've got to get a steady job.
Neredeyse öğrenmek isteyebileceğin her dilde yerli konuşurlar tarafından hazırlanmış ses dosyalarını bulmak kolaylaşıyor.
 - It's getting easier to find audio files by native speakers for almost any language you might want to study.
Hemen başlamak istiyorum.
 - I'd like to get started right away.
İlerlemenin sırrı başlamaktır.
 - The secret of getting ahead is getting started.