Büyümek istemiyorlar.
 - They don't want to grow old.
İyi büyümek için, bu bitkilerin çok fazla nem içermeyen toprağa ihtiyacı var.
 - In order to grow well, these plants need soil that does not contain too much moisture.
Bitkilerin yetişmek için güneş ışığına ihtiyacı var.
 - Plants need sunlight to grow.
Ana yollar banliyölerin büyümesine katkıda bulunacaktır.
 - The construction of a highway will contribute to the growth of the suburbs.
Uluslararası satışlarımız büyümeye, Toyo Computer adını dünya çapında iş dünyasına getirmeye devam ediyor.
 - Our international sales continue to grow, bringing the name of Toyo Computer into businesses world-wide.
Bu kalın bıyığı uzatmak uzun zamanımı aldı.
 - Growing this thick mustache has taken me quite a while.
Tom, bütün yaz sakal uzatmaktadır.
 - Tom has been growing a beard all summer.
Büyük ve güçlü olmak için büyüyebilesin diye sebzelerini ye.
 - Eat your vegetables so that you will grow up to be big and strong.
Büyüdüğünde ne olmak istersin?
 - What do you want to be when you grow up?
Babamın hobisi gül yetiştirmektir.
 - My father's hobby is growing roses.
Bu toprakta herhangi bir şeyi yetiştirmek zordur.
 - It's difficult to grow anything in this soil.