Başkan Washington'a dönmek zorunda kaldı.
- The president was forced to return to Washington.
Çocuğun planı, tıp öğrenimi yapmak ve bir doktor olarak Saint Croix'a dönmekti.
- The boy's plan was to study medicine and return to Saint Croix as a doctor.
Bunu iade etmek istiyorum.
- I'd like to return this.
Bir araba iade etmek istiyorum.
- I'd like to return a car.
O onun aşkını geri çevirmedi.
- He did not return her love.
Keşke eve geri gelmeyi düşünsen.
- I wish you'd consider coming back home.
Geri gelmediğini düşündüm.
- I thought you weren't coming back.
Tom karşılık olarak ne bekliyor?
- What does Tom expect in return?
Keşke iyiliğe karşılık verebilsem.
- I only wish I could return the favor.