Yaşlılara karşı nazik olmalıyız.
- We should be kind to the aged.
Organizasyon yaşlıların refahı ile ilgilidir.
- The organization is concerned with the welfare of the aged.
Fadıl, 76 yaşında doğal nedenlerden dolayı hapishanede öldü.
- Fadil died in prison, aged 76, of natural causes.
Dört buçuk yaşında yüzmeyi öğrendim.
- I learned to swim aged four and a half.
Eğer İskoçya'dan gelmiyorsa ve en az on iki yıl eskitilmediyse o zaman o, viski değildir.
- If it's not from Scotland and it hasn't been aged at least twelve years, then it isn't whisky.
Tom biraz yaşlanmadı.
- Tom hasn't aged one bit.
Bakım onu çabuk yaşlandırdı.
- Care aged him quickly.
Aged 18, he had no idea what would happen next.
... So, there are policy implications for a rising aged population, we better invest in ...
... say zero to four as there are aged 85 or 90, but it’s basically a slender column. ...