the act of binding oneself by a social, legal, or moral tie to someone

listen to the pronunciation of the act of binding oneself by a social, legal, or moral tie to someone
Английский Язык - Турецкий язык

Определение the act of binding oneself by a social, legal, or moral tie to someone в Английский Язык Турецкий язык словарь

obligation
(Ticaret) sorumluluk
obligation
(Ticaret) tazminat
obligation
müdana
obligation
fariza
obligation
(Kanun) yumuş
obligation
borç senedi
obligation
yükümlülük

Tom yükümlülüklerini yerine getirmedi. - Tom didn't fulfill his obligations.

Ben sadece benim toplumsal yükümlülüklerimi yerine getirmek için partiye gittim. - I only went to the party to fulfill my societal obligations.

obligation
mecburiyet
obligation
{i} zorunluluk

Have to zorunluluk ifade etmek için kullanılır. - Have to is used to express obligation.

Bir insanın yaşama hakkı varsa, aynı zamanda ölme hakkı da olmalı. Eğer yoksa; o zaman yaşamak bir hak değil, zorunluluktur. - If one has the right to live, then one should also have the right to die. If not, then living is not a right, but an obligation.

obligation
Iaw of obligations borçlar hukuku
obligation
{i} zorunluluk, zorunluk, mecburiyet; yüküm, yükümlülük; farz
obligation
{i} senet
obligation
{i} ödev
obligation
{i} borç
obligation
(Askeri) MECBURİYET, TAAHHÜT, BORÇ: Verilen bir sipariş, ihale edilen bir sözleşme veya yaptırılan bir hizmetin ödenmesine ait bir tahsisat veya fon karşılığı olarak, özel surette ayrılmış dolar miktarı
Английский Язык - Английский Язык
obligation
the act of binding oneself by a social, legal, or moral tie to someone

    Расстановка переносов

    the act of bind·ing one·self by a social, legal, or mor·al tie to some·one

    Произношение

Избранное