tenekeli

listen to the pronunciation of tenekeli
Турецкий язык - Английский Язык
lined with sheets of tinplate; covered with sheets of tinplate
tinny
teneke
tin

Tom likes to sit on the dock playing his tin whistle while looking at the sunset. - Tom günbatımına bakarken teneke düdüğünü çalarak rıhtımda oturmayı sever.

Tom heard the sound of rain on the tin roof. - Tom teneke çatıdaki yağmurun sesini duyuyordu.

teneke
canister
teneke
tin plate
teneke
tagger
teneke
(Askeri) tin-plate
teneke
can

The boy I saw searching through the garbage can said that he had not eaten anything for four days. - Çöp tenekesini incelediğini gördüğüm çocuk dört gündür bir şey yemediği söyledi.

Tom can't play the tin whistle very well. - Tom, teneke düdüğü çok iyi çalamaz.

teneke
bin

Throw the egg shells in the organic rubbish bin. - Yumurta kabuklarını organik çöp tenekesine atın.

teneke
tinplate
geçmişi kandilli/kınalı/tenekeli
(Konuşma Dili) damned (person)
teneke
tinplate, tin
teneke
(large, tin) can or canister (usually containing a liquid): gaz tenekesi kerosene can. (arkasından)
teneke
made of tinplate, tinplate, tin
teneke
tin, tinplate; (large, tin) can/canister; (made of) tin
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение tenekeli в Турецкий язык Турецкий язык словарь

teneke
Yumuşak çelikten yapılmış üzeri kalay kaplı ince sac
Teneke
rupla
teneke
Ahır
teneke
Bu maddeden yapılan, yaklaşık 20 litre hacmindeki kap
teneke
Tenekeden yapılmış (şey)
teneke
Bu kabın aldığı miktarda: "Köpek, balıkçının kumsalda bir çalı ateşi üzerinde kaynamakta olan bir teneke katranını devirmişti."- R. N. Güntekin
teneke
Bu kabın aldığı miktar
teneke
Kalaylı ince sac
tenekeli
Избранное