taraftarlar

listen to the pronunciation of taraftarlar
Турецкий язык - Английский Язык
{i} following
fans
taraftar
supporter

They called British supporters Tories. - Onlar İngiliz taraftarlarına Muhafazakarlar adını verdiler.

The speech made by the president yesterday delighted his supporters. - Başkan tarafından yapılan konuşma taraftarlarını mutlu etti.

taraftar
follower
taraftar
fan

They're not big fans of mine. - Onlar benim büyük taraftarlarım değil.

Who has more fans, Celine Dion or Mariah Carey? - Kimin daha fazla taraftarı var, Celine Dion'un mu yoksa Mariah Carey'nin mi?

taraftar
advocate
taraftar
exponent
taraftar
backer
taraftar
cohort
taraftar
partizan
taraftar
epigone
taraftar
ad here
taraftar
protagonist
taraftar
adherent

Christianity has many adherents. - Hristiyanlığın birçok taraftarı vardır.

The Mormons have outlawed polygamy, but some adherents still practice it. - Mormonlar çok eşliliği yasa dışı ilan ettiler fakat bazı taraftarları onu hâlâ uyguluyor.

taraftar
sports fan
taraftar
votary
taraftar
Supporter, follower, fan
taraftar
{i} PRO
taraftar
favourable [Brit.]
taraftar
supporter, follower, advocate, partisan, adherent
taraftar
sympathetic
taraftar
favorable
taraftar
sympathizer
taraftar
side
taraftar
partisan
taraftar
{s} favourable
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение taraftarlar в Турецкий язык Турецкий язык словарь

taraftar
Yan tutan, bir yanı destekleyen (kimse), yandaş
taraftar
Yan tutan, bir yanı destekleyen kimse, yandaş: "Siz işin olmaması taraftarısınız."- A. Gündüz
taraftar
Sporcunun veya sporcuların temsil ettikleri renklere, kulübe veya bayrağa bağlanan kimse
taraftar
Sporcunun veya sporcuların temsil ettikleri renklere, kulübe veya bayrağa bağlanan kimse: "Taraftara aklını peynir ekmekle yediren çılgın ve ilkel spor basını bu örnek karşısında kına yakabilir."- T. Dursun K
taraftarlar
Избранное