I had my watch repaired.
 - Saatimi tamir ettirdim.
I will only buy the car if they repair the brakes first.
 - Frenleri tamir ederlerse, arabayı satın alacağım.
I had my watch fixed.
 - Saatimi tamir ettirdim.
Will you send someone to fix it as soon as possible?
 - Mümkün olduğunca kısa sürede onu tamir etmesi için birini gönderir misin?
Mary is mending the carpet.
 - Mary halıyı tamir ediyor.
Your shoes want mending.
 - Ayakkabılarının tamir edilmesi gerekiyor.
How soon can I have my shoes mended?
 - Ne kadar sürede ayakkabılarımı tamir ettirebilirim?
Your shoes want mending.
 - Ayakkabılarının tamir edilmesi gerekiyor.
I'm fixing the radio I found on my way home.
 - Eve giderken bulduğum radyoyu tamir ediyorum.
I am fixing the washing machine.
 - Çamaşır makinesini tamir ediyorum.
The plumber used many tools to fix our sink.
 - Tesisatçı bizim lavaboyu tamir etmek için birçok alet kullandı.
I had to fix the toaster.
 - Ben tost makinesini tamir etmek zorunda kaldım.
It took me several hours to mend it.
 - Onu tamir etmek birkaç saatimi aldı.
It cost a lot of money to repair the car.
 - Arabayı tamir etmek çok paraya maloldu.
They have to repair their car.
 - Onlar arabalarını tamir etmek zorundalar.
This broken vase is irreparable.
 - Bu kırık vazo tamir edilemez.