I am going to have my watch repaired by John.
- Saatimi John'a tamir ettireceğim.
I will only buy the car if they repair the brakes first.
- Frenleri tamir ederlerse, arabayı satın alacağım.
I'm fixing the radio I found on my way home.
- Eve giderken bulduğum radyoyu tamir ediyorum.
I had my watch fixed.
- Saatimi tamir ettirdim.
Your shoes want mending.
- Ayakkabılarının tamir edilmesi gerekiyor.
Mary is mending the carpet.
- Mary halıyı tamir ediyor.
I will have him mend my shoes.
- Ona ayakkabılarımı tamir ettireceğim.
Why don't you mend that fuse?
- Niçin o sigortayı tamir etmiyorsun?
I'm fixing the radio I found on my way home.
- Eve giderken bulduğum radyoyu tamir ediyorum.
Ted is good at fixing watches.
- Ted saatleri tamir etmede iyidir.
I had to fix the toaster.
- Ben tost makinesini tamir etmek zorunda kaldım.
How much will it cost to fix the car?
- Arabayı tamir etmek kaça mal olacak?
It took me several hours to mend it.
- Onu tamir etmek birkaç saatimi aldı.
It cost a lot of money to repair the car.
- Arabayı tamir etmek çok paraya maloldu.
They have to repair their car.
- Onlar arabalarını tamir etmek zorundalar.
This broken vase is irreparable.
- Bu kırık vazo tamir edilemez.