tırman

listen to the pronunciation of tırman
Турецкий язык - Английский Язык
shin
{f} climbing

Children like climbing trees. - Çocuklar ağaçlara tırmanmayı severler.

After six hours' climbing, we finally succeeded in reaching the top of the mountain. - Altı saatlik tırmanıştan sonra, nihayet dağın zirvesine ulaşmayı başardık.

clamber
{f} scaled

I scaled Mt. Fuji three times. - Ben Fuji dağına üç kez tırmandım.

climb

We'd like to climb that mountain. - Şu dağa tırmanmak istiyoruz.

I've climbed Mt. Fuji twice. - Ben iki kez Mt. Fuji'ye tırmandım.

shinny
Турецкий язык - Турецкий язык
Tarlaların arasındaki sınırı belirleyen çizgi
Tarla yada bahçe sınırı
ince doğranmış lahana yemeği
tırman
Избранное