steig

listen to the pronunciation of steig
Немецкий Язык - Турецкий язык
(Drachen; Kspz.) hava-landirmak °end mus. (Intervall) cikici, cikisli, yukanlak; -e Tendenz (Börse) tereffüe temayül; in -em Umfang gittikce artan derecede -er m madenci ustabasisi
(steiler Pfad) sarp patika -eisen n krampon; tirmanma demiri; direk mahmuzu -en l. yukan cikmak
m keci (od. hirsiz) yolu; patika -bügel m l. üzengi
(in den Kopf) basina vur-mak; carpmak
(anwachsen) cogalmak, artmak, tezayüt etm
(Preise, Temperatur usw.) yük-selmek, farklanmak
(Pferd) sahlanmak; saha kalkmak
(zu Pferd) ata binmek
(Drachen; Kspz.) havalanmak; ~ und fallen (Wert, Kurs) temevvüç etm.; im Preis ^ pahalilanmak; im Wert ^ (Grundstück) seref bulmak; Die Aktien stiegen aufs doppelte. Aksiyonlar iki misline yükseldi. ^ lassen l. yükseltmek, artirmak
(auf e-n Baum) agaca tirmanmak
(vom Pferd) attan inmek
(Antritt) ayaklik
an. üzengi kemigi; azmi rikäbi; j-m den ^ halten ßg. b-nin ilerlemesine yardim etm. -e / l. (Treppe, Leiter) merdiven
Английский Язык - Турецкий язык

Определение steig в Английский Язык Турецкий язык словарь

increasing
{s} çoğalan
increasing
artan

Son zamanlarda, bilgisayar kullanımında artan çeşitlilik, ofis alanlarının çok ötesine uzandı. - Recently, the increasing diversity of computer use has extended far beyond the realms of the office.

Ken iş yerinde artan miktarda zaman harcıyor. - Ken spends an increasing amount of time at work.

scramble
{f} karıştırmak
increasing
artırıcı
increasing
yükseltme
increasing
artağan
increasing
(Kimya) artma

Öğrenim yapmak için yurtdışına giden öğrenci sayısı her yıl artmaktadır. - The number of students going abroad to study is increasing each year.

Trafik kazalarının sayısı giderek artmaktadır. - Traffic accidents are increasing in number.

scramble
çekişmek
increasing
{i} artış
increasing
{f} art

Son zamanlarda, bilgisayar kullanımında artan çeşitlilik, ofis alanlarının çok ötesine uzandı. - Recently, the increasing diversity of computer use has extended far beyond the realms of the office.

Öğrenim yapmak için yurtdışına giden öğrenci sayısı her yıl artmaktadır. - The number of students going abroad to study is increasing each year.

scramble
itişip kakışmak
scramble
dalaşma
increasing
artarak
increasing
{i} artırma

Ne yazık ki kavşaklardaki trafik sinyallerinin sayısını artırmak trafik kazalarının sayısın azaltmaya yardımcı olmadı. - Unfortunately, increasing the number of traffic signals at intersections didn't help decrease the number of traffic accidents.

increasing
(isim) artırma
increasing
(sıfat) çoğalan
scramble
tırmanarak gitme
scramble
kapış
scramble
kapma
Немецкий Язык - Английский Язык
via ferrata
scramble
increasing

Alcohol consumption is increasing every year. - Der Alkoholkonsum steigt mit jedem Jahr.

My faith in the next generation is increasing. - Mein Vertrauen in die nächste Generation steigt.

Steig- und Sinkmesser
rate-of-climb indicator
Steig- und Sinkmesser
rate-of-climb-and-descent indicator /RCDI/
Steig- und Sinkmesser
vertical speed indicator /VSI/
Steig- und Sinkmesser
variometer
Steig- und Sinkmesser
vertical velocity indicator /VVI/
Steig
upstream