Polisler onun gırtlağı kesilmeden önce, Tom'un bıçaklandığını düşünmektedir.
 - The police think that Tom was stabbed before his throat was slit.
Tom metrodaki birisi tarafından öldüresiye bıçaklandı.
 - Tom was stabbed to death by someone on the subway.
Dan'in cesedi elli tane bıçak yarasıyla birlikte bir kuyu içinde bulundu.
 - Dan's body was found in a well with fifty stab wounds.
Saminin göğsünde bir bıçak yarası vardı.
 - Sami had one stab wound to his chest.
O beni sırtımdan bıçaklamayan tek kişi.
 - She's the only one who's not stabbed me in the back.
O beni sırtımdan bıçaklamaya çalıştı.
 - She tried to stab me in the back.
Göğsümde saplama acısı vardı.
 - I had a stabbing pain in my chest.
I'll give this thankless task a stab.