saplama

listen to the pronunciation of saplama
Турецкий язык - Английский Язык
jab
stud bolt; balancing weight
thrust

Don't thrust your knife into the cheese. - Peynirin içine bıçak saplamayın.

stud
stabbing

I had a stabbing pain in my chest. - Göğsümde saplama acısı vardı.

stab

I had a stabbing pain in my chest. - Göğsümde saplama acısı vardı.

piece of lead (used to balance an automobile wheel)
sticking into
mech. pin
sticking (something sharp) into (something, someone)
wedge
(İnşaat) shear connector
driftbolt
tap bolt
gib
dowel pin
pim
saplamak
stick
saplamak
stab
saplama diş
pivot tooth
saplama kablo
stub cable , drop cable
saplama kalemi
cape chisel
saplama keskisi
firmer chisel
saplama silahı
thrust weapon
saplama tuğlanın duvarın içindeki kısmı
tailing
saplamak
thrust
saplamak
establish
saplamak
plunge
saplamak
anchor
saplamak
stick in
saplamak
poke
saplamak
thrust into
saplamak
stick up
saplamak
run
sapla
{f} stuck

My car got stuck in the mud. - Arabam çamura saplandı.

Then little Gerda wept hot tears, which fell on his breast, and penetrated into his heart, and thawed the lump of ice, and washed away the little piece of glass which had stuck there. - Sonra küçük Gerda, onun göğsüne dökülen, oradan kalbine nüfuz edip, buz kalıbını eriten ve orada saplanmış olan küçük cam parçasını alıp götüren sıcacık gözyaşlarını döktü.

sapla
{f} stick
saplamak
spear
saplamak
dig into
saplamak
spit
saplamak
plunge into
saplamak
sink into
küresel saplama
ball stud
saplamak
to stick or thrust (something sharp) into (something, someone)
saplamak
to stick (into), to thrust (into), to plunge into, to dig sth into
saplamak
strike inwards
saplamak
drive
saplamak
stick into
saplamak
pink
saplamak
jab
saplamak
lodge
saplamak
(iğne) strike in
saplamak
run through
standart saplama
standard stud
Турецкий язык - Турецкий язык
Saplamak işi
Osmanlılarda çeşitli bölgelerden devşirilen Hristiyan çocuklarının devlet merkezine getirilirken yolda aralarına karışan yabancılar
İç içe geçen veya başka bir parça üzerine eklenen parçaların bağlantısı için kullanılan, türlü kalınlık ve uzunlukta, bir yanı yivli, yuvarlak metal kama
Saplamak işi. İç içe geçen veya başka bir parça üzerine eklenen parçaların bağlantısı için kullanılan, türlü kalınlık ve uzunlukta, bir yanı yivli, yuvarlak metal kama
Somunsuz olarak kullanılan cıvata
osmanlı imparatorluğu'nun çeşitli bölgelerinde toplanan devşirmelerinin istanbul'a gönderilirken aralarına karışan ve devşirme niteliği olmayan kimse
Bir menteşenin iki oynak parçasını birleştirmeye yarayan küçük, ince metal mil
Saplamak
çakmak
saplamak
Hızla batırmak
saplama
Избранное